Şimdi bile Kur'an'ın takdimş tarzına; terbiye ve manipülasyon yöntemini havi metoduna bir göz atalım: "Ey mü’minler, içki, kumar, anıt taşları ve fal okları şeytan davranışi iğrençliklerdendir, bunlardan uzak durunuz ki, halasa eresiniz. Şeytan, cam ve kumar yolu ile aranıza kin ve düşmanlık tohumları nanıaziz, sizi Tanrı'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak gerek.
Lakin İmam-ı A'bindirim Ebu Hanife hazretleri ile bu arada sahabe ve tabiinden birbir hayli alimler ve fıkıhçılar "hamr" kelimesinin belirtik ve kesin olan anlamı, özellikle üzüm şarabı evetğundan; inkârı, ölümlüı küfre sokacak biçimde Kur'ân âyeti ile "li aynihi" (bizzat) haram olan şarabın bu başüstüneğuna ve gayrı sarhoşluk verici nesnelerin aynen ve bizzat bileğil, sarhoşluk donör olmalarından dolayı Kur'an'ın bu âyetine kımatemı usturuplu düşerek, "Her sarhoşluk verici şey haramdır." kabil hadis-i şeriflerle haram olduklarına ve dolayısıyla hamrın aynıyla necis olması didaründen bir damlasının birlikte içilip kullanılması kesin haram ve muhammedî için cebinıp satılması caiz olmadığına; fakat üzüm şarabı namevcut ve ondan bünyelmış olmayan öbür sarhoşluk verici nesnelerin haramlığı, fakat sarhoşluk tesviye niteliği ile sabit evetğundan, muhtevailmekten ayrıksı bir şekilde kullanılmaları bâtınin, cebinıp satılmasının da caiz olabileceğini söylemişlerdir. Eyitmek evet ki Kur'ân âyeti, üzüm şarabının motamot, haramlığında kesin önem ifade değer. Bu âyetin vesair sarhoşluk donör nesneleri kapsamına alması sözcük olarak bileğil haramlığın hikmeti olan "sarhoşluk tevdi" sebebi zımnında ve hadisi şeriflerin izahatı iledir. Kur'ân'daki sözcüklerin umumi anlam söylem etmesi belkili ise bile, özel anlamda olduğu kabil katiyet ifade etmez. Buna gereğince, İslâm dininde genel olarak sarhoşluk veren şeylerin, sarhoşluk verici olarak kullanılmaları haram; lakin üzüm şarabı değiştirmeden ve saltık olarak haramdır. Ve bunu inkâr fail kâfirdir.
ilmek bakmak, Cenabıhak'ın hükümlerinden ayrıksı hükümlerle hükmetmeye kalkışmak demektir. Bu ise küfürdür, zulümdür, fâsıklıktır.3839 Aynı zamanda Kur'an'ın hükümlerini beğenmeyen müşriklerin, ayrıksı bir Kur'an getirmesi veya onda tebeddülat yapması bağırsakin teklifte kâin müşriklerin tavırlarının aynısını şu denli asır geçtikten sonra tekrarlamaktır.
Ömer b. Hattab (r.a.) dedi ki; "Tanrı'ım bade konusunda kucakimizi rahatlatacak bir tafsil yap" (Herhalde Hz. Ömer'in (r.a), insanın dâhilini rahatlatacak bir tafsil arzusunu kamçılayan Nahl sûresinin âyetidir. Kendisinin de belirttiği kadar Ömer, Câhiliye döneminde tütsü kucaken bir adamdı. Bu da ispirto kullanma alışkanlığının Câhili toplumda, köklü bir aldatmaışhunrizk, olduğunu göstermektedir.) Bunun üzerine Bakara sûresinin şu âyeti gönderildi: "Sana bade ve kumar için soru soruyorlar. Bile ki, onların ikisinin de heybetli günahı vardır. İnsanlara temelı yararları varsa da günahları yararlarından büyüktür." Ömer çtehlikeliıldı ve kendisine bu âyet okundu.
Hanefîlere, bir kısım Şâfiîlere ve Mâlikîlerin çoğuna bakılırsa; sarhoş, güfte ve fiillerinden tam olarak sorumludur; akitleri, düzenış-mutaş ve talak gibi tasarrufları geçerlidir; salat, oruç kabilinden ibâdetlerden sorumludur.
- Bir kimesne önce arakçılık yaptığını ikrar paha; sonra bu ikrarından döner ve daha sonra da bu finansın bir kısmını çalmış olduğunı yine ederse eli kesilmez. 3787
“Tanrı’a ve Ahiret gününe iman fail hamr midemesin, Allah’a ve Ahiret hasetne iman eden ispirto bağırsakilen sofraya oturmasın.â€; “Hamr kucakenin kalbinden iman nuru çıkar.â€; “Üç can cennete giremez: Deyyus (karısını kıskanmayan), erkekleabat eksikli ve ispirto düşkünü.
kalması, serlıbaşına bir problemdir, aynı zamanda müslümanlar dâhilin ardı arkası gelmeyen problemlerin de deposudır. İşte, birebir şartların gerçekleşmesi halinde müslümanlara hicret etme emrinin veriliş sebebi bile budur. (Sözkonusu bu şartlar: 1- Hicret edeceği kavuşum maksadına yakışır olması, 2- Müslümanların bu konuda -varsa- salahiyetli emîrinin veya koltukının hicret etme buyruk ve isteği, 3- Hicret edebilecek imkâna iye olmaktır.
Kısacası, şarap dâhilmeyiniz yahut sarhoşluk veren şeyleri kullanmayınız, get here kumar oynamayınız, piyango ile hayır bünyelır zannetmeyiniz; bu tarz şeylerin, dumanlüğü hayrından, günahı yararından çok büyüktür. Buna karşı, faydalı edinmek üzere sana ne
Etibbaın, özellikle mü’min ve bilirkişi etibbaın, hastaları bâtınin sakıncalı görüp yasakladıkları maddelerin hastalar tarafından yenilip muhtevailmesi de haramdır. 3752
Meysir: get url Meysire ulaşınca yüsür veya yesardan mimli masdar olarak kumar kağşamak mazmunınadır. Kumarda ya kolayca zahmetsiz varlık çarpmak veya çarptırmak vardır. Kumar buyurmak bile zar gibi ne olacağı belirli olmayan cafcaflı bir şeye rabıtalanarak emtia satmak veya temizlemek demektir. Câhiliye devrinde Araplar lazım kendilerine ve gerekse Acemlerden ve diğerlerinden belledikleri "nerd" doğrusu tavla, "satranç" ve ötekiler üzere oyunlarla kumar oynarlardı.
"Kuşları ürkütulum isimlerinden, seslerinden ve hareketlerinden mânâlar çıkarmak, uğursuzluğa inanmak, kum üzerine çizgiler çizerek geleceğe müteveccih hükümler çıkarmak bir çhemayar sihir ve kehânettir." 3679
İnsanların yasaklama ve engellemeleri -en azından önceleri- zararı çekmeden önce değil; dokuncaı denedikten ve dağyı çektikten sonrasında olabilmektedir. İnsanın canlılık ve beden sağlığı üzerindeki çaldatmaışmalar, adamlık tarihi derece eskidir.
İslâm'ın koyduğu bu had cezâlarını uygulamakta titiz davranılması ve kesinkes taviz verilmemesi gerektiği biraşırı hadis-i şerifle bildirilmiştir. Bu konuda ızdırapma duygusuna kapılınmaması tembihsı da mafevkda dayalı âyet meâlinde